Dünya

Dünya Dubai: Mega inşaat projesine ne oldu?

Ama yirmi yıl önce çalışmalarına başlanan, dünyanın kıtaları şeklinde inşa edilmiş 260 yapay adadan oluşan milyarlarca dolarlık Dünya Dubai projesinde hala pek yol alınmış değil.

Peki projeye ne oldu?

Dünya Dubai bittiğinde nasıl görünecek?

BBC Türkçe’de yer alan habere göre, Dünya, Afrika, Antarktika, Asya, Avrupa, Kuzey Amerika, Okyanusya ve Güney Amerika kıtaları şeklinde düzenlenmiş 260 yapay adadan oluşan bir adalar topluluğu olarak tasarlandı.

Dubai kıyılarının yaklaşık 4 km açığında yer alıyor.

Her ada, parçası olduğu kıtadaki bir ülke, şehir ya da bölgenin adını taşıyor.

Plana göre özel şirketler adalarda otel, restoran, tatil köyü ya da özel konutlar inşa ederek ziyaretçilere dünyanın farklı kültürlerini tanıtacak.

Nakheel Properties adlı devlet destekli gayrimenkul şirketi, 4.000 lüks mülk ve onlarca otel içeren yapay Palmiye adasını henüz tamamlamıştı ve Dünya adalarının daha da abartılı bir proje olması planlanıyordu.

Adalar aynı zamanda Dubai’ye fazladan 230 km’lik bir sahil kazandıracaktı.

Tüm bunların turist sayısını artıracağı umuluyordu.

Dünya Dubai projesi 2003 yılında Dubai emiri Şeyh Muhammed El Maktum tarafından duyuruldu.

Nasıl inşa ediliyor?

Nakheel firması aynı yıl Dünya adaları üzerinde çalışmaya başladı.

Adalar, Basra Körfezi’nden taşınan 321 milyon metreküp kumla oluşturuldu.

Çevreciler, denizden kum çıkarma çalışmalarının Basra Körfezi’ndeki mercan resiflerine zarar verdiğini söylüyor.

Nakheel bunları yeniden inşa ve rehabilite etmek için deniz biyologları istihdam ettiğini duyurmuştu.

Projede ne sorun çıktı?

Nakheel, adaların (ve çevresindeki dalgakıranın) inşasını 2008 yılında tamamladı ve yüzde 70’ini özel müteahhitlere sattığını açıkladı.

Ancak 2007’de Dubai’de başlayan ve 2010 yılına kadar süren büyük mali kriz nedeniyle adalarda çalışmalar durma noktasına geldi.

Bu dönemde Dubai’de emlak fiyatlarında büyük bir düşüş yaşandı ve bu da birçok özel müteahhidi planlarını askıya almaya ya da iptal etmeye yöneltti.

Nakheel geri ödemesi gereken milyarlarca dolar borçla karşı karşıya kaldı.

2009’da komşu Abu Dhabi emirliği Dubai’ye 10 milyar dolar yatırım yaparak ana şirketi Dubai World aracılığıyla Nakheel’i kurtarmasıyla şirketin geleceği güvence altına alınabildi.

Adalar üzerinde neler inşa edildi?

Nakheel, projeye dikkat çekmek için Lapland adasına bir “show evi” yerleştirdi ve Formula 1 dünya şampiyonu Michael Schumacher’e başarısından dolayı bir ev ve ada bağışladı.

2012 yılında Lübnan Adası’nda The Royal Island Beach Club açıldı.

Anantara World Islands, 2022 yılında otel odaları, süitler, villalar ve spa içeren bir tesis olarak açıldı.

Ancak çevredeki adaların neredeyse tamamı çıplak kumdan ibaret.

İngiltere’deki Newcastle Üniversitesi’nde coğrafya profesörü olan ve “Yapay Adalar Çağına Yolculuk” adlı kitabın yazarı Alastair Bonnett’ göre, “Dünya’nın en büyük sorunlarından biri, Palmiye’nin aksine Dubai ile fiziksel bir bağlantısının olmaması”.

“Adalara arabayla ulaşılabilecek bir köprü olmadığı gibi adalar arasında karayolu bağlantıları da yok.”

Müteahhitler işçileri ve malzemeleri inşaat alanlarına taşımakta ve adalara su ve elektrik sağlamakta zorlanıyor.

Ziyaretçiler için adalara tek toplu taşıma bağlantısı Palmiye adasından bir feribot.

Dünya’ya ne olacak?

Avusturyalı girişimci Josef Kleindienst tarafından kurulan ve yönetilen Dubai merkezli Kleindienst Group, son on yıldır ana proje içinde Avrupa’nın Kalbi adlı özel bir proje üzerinde çalışıyor.

5 milyar dolara mal olması planlanan proje, Almanya, Monako, İsveç ve Venedik’teki Dünya adalarında (elbette bu ülkelerin hiçbiri ada değil) Avrupa tarzında inşa edilmiş bir dizi lüks otel, özel malikâne ve yüzen villadan oluşacak.

Hatta hava çok sıcak olduğunda ziyaretçilerin yapay yağmur sağanağı altında yürüyebilecekleri bir “Yağmur Sokağı” bile olacak.

Kompleksin 2026 yılında açılması planlanıyor.

Nakheel, 260 adanın tamamını “kıtalar” halinde birbirine bağlayan Dünya’nın yapısı üzerinde bazı büyük çalışmalar için müteahhitler arıyor.

Başlangıçta, Dünya’daki her adanın kendi elektrik ve su kaynaklarına sahip olması gerekiyordu, ancak bunun maliyetli ve pratik olmadığı görüldü.

Kıtalar olarak birbirine bağlanan adaların bu temel hizmetleri paylaşması planlanıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu